Ufuk Coşkun – Milli Güvenlik Bilgisi dersleri kökten kaldırılmalıdır

 

Askerlerin çocuklarımıza ideoloji aşılamak gibi bir sorumluluğu ve görevi yoktur. MEB bütünüyle olumsuzluklar üreten bu dersi artık kaldırmalıdır 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, geçtiğimiz günlerde Radikal gazetesine(01.09.2011) asker-sivil ilişkileri konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Hüseyin Çelik söz konusu haberde uzun zamandır tartışılan Milli Güvenlik derslerinin içeriğinin ve askerler tarafından verilmesinin yanlış olduğunu ifade etmişti. Bizde uzun süredir bu sorunu gündemde tutmaya çalışan bir sendika olarak Sayın Çelik’in bu konudaki görüşlerine elbette katılıyor ve anlamlı buluyoruz. Ancak katılmadığımız bir husus var o da Çelik’in konuyla ilgili olarak “Askerlik bir kültür olarak verilebilir. Öğrencilere niye dikkat çektirilsin? Bu dersi askerler de vermek zorunda değil” demesinedir.

Militarizm okullarda hız kesmeden devam ediyor

Bilindiği gibi Türkiye’de siyaset zemininin uzunca bir süredir, militarist zihniyet ve kurumsallıkla hesaplaşma çabalarına tanıklık etmekteyiz. Ne var ki eğitim bilhassa zorunluluk kapsamındaki ilköğretim ve lise düzeyinde, militarist mantığın eski tarzını büyük ölçüde koruduğu bir alan olarak hala öne çıkmaktadır. Gelinen noktada eğitim kurumları militarizmle ve darbeci zihniyetle ülke çapında gerçekleşen hesaplaşmadan çok az etkilenmiş durumdadır. Siyaset ve sivil toplum üzerindeki militarist zihniyeti azaltmaya yönelik birtakım adımlar atılmasına karşın, okul düzleminde benzeri bir hassasiyete pek rastlanılmamakta, yeni nesillerin militarist kültürle şartlandırılması kampanyası hız kesmeden hala devam ettirilmektedir.

Militarist yaklaşımın okula rengini nasıl verdiğini net olarak müşahede etmek için uzun araştırmalara, ayrıntılı değerlendirmelere bile gerek yoktur. Bunun için daha okul kapısından içeri adım atmadan önceki düzeneğe bakmanız yeterlidir. Hala milyonlarca çocuğa her sabah okul kapısında rahathazırol komutlarıyla yemin ettiren bir düzenekle karşı karşıyayız. Keza kızerkek tüm lise öğrencileri hazırol vaziyetinde üniformalı Milli Güvenlik dersi hocalarını karşılamaya devam ediyorlar. Tüm bunlara rağmen militarist işleyişle, darbecilikle mücadele iddiasındaki siyasi kadroların, militarizmin en temelde ideolojik bir zihinsel tutum olduğunu ve özellikle de eğitim yoluyla toplumsallaştırıldığını anlamamaları çok ilginç bir zafiyet oluşturmaktadır.

Milli Güvenlik derslerinin muhtevası

Milli Güvenlik Bilgisi dersleri 1926’dan beri var olan bir derstir. Daha önceleri adı Askerlik dersi idi. 1979’da yayımlanan Milli Güvenlik Bilgisi Öğretim Yönetmeliği, son yapılan 1998’deki değişikliklerle bugün hâlâ yürürlükte olan bir ders durumundadır. Dersin 02.02.1980 – 16888 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan amaçları ise şu şekildedir;

a) Türkiye Cumhuriyetini her türlü koşullar altında her çeşit saldırıya karşı daima artan bir kudret ve kuvvetle korumak ve yüceltmek için Türk gençliğinin tümünde doğal olarak bulunan milli güvenlik bilincini topyekûn harbin isteklerine göre pekiştirmek.

b) Modern harbin psikolojik, politik, ekonomik ve sivil savunma konuları üzerinde her yurttaşın bilmesi ve yapması gereken görevlerle genel savunma sorunları hakkında öğrencileri aydınlatmak…

c) Silahlı Kuvvetleri tanıtmak, gençleri ordu’ya içten gelen sevgi ve özlemle bağlamak, onları Silahlı Kuvvetlerle yapılan ana savunmanın temel bilgileri üzerinde fikren hazırlamak böylece Türk gençliğini her an ordu ve sivil savunmanın aktif organlarında görev alabilecek bir düzeye getirmek, birlik ve beraberlik ruhunu yaratmak ve vatansever bir gençlik yetiştirmektir.

Öğretmenlerinin muvazzaf subay, bunların olmadığı durumlarda emekli ve mustafi subay olduğu, bunlarında ilgili garnizon komutanı tarafından atandığı, ders programının, bu dersin hangi sınıflarda okutulacağının ve nasıl işleneceğinin, haftada kaç saat okutulacağına varana kadar Genelkurmay Başkanlığı’nca tesbit edildiği bu dersin kitabını yine Genelkurmay Başkanlığı’nda özel bir komisyon hazırlamaktadır.

Yeni eğitim-öğretim döneminde bu ders kaldırılmalıdır

En yakın garnizonla bağlantılı olarak liselerde görev yapan subayların bir görevinin de bu dersler aracılığıyla idarecisinden öğretmenine, öğrencisinden velisine varana kadar fişlemek olduğunu basında çıkan haberlerden bilmekteyiz. Bir yandan dış politika alanında dünyayla iyi geçinme, komşularla dost olma çabaları sürdürülürken bu ders had safhada bir güvenlik paranoyası aşılayan her tarafımızın iç ve dış düşmanlarla çevrili olduğunu ifade eden bilgilerle doludur. En vahimi de ülkenin her an elden gideceği korkusunun gençlere aşılanmak istenmesidir.

Milli Eğitim Bakanlığı 30’lu yılların tek parti faşizmini yansıtan uygulamalarla çocukların, gençlerin beyinlerinin şartlandırılması çabalarını devam ettirmemelidir. Daha otoriter eğilimli, daha tahammülsüz, gergin ve saldırgan bir gençlik yerine özgürlük, özgüven, farklılıklara saygı temelinde nesiller yetiştirmek için mevcut eğitim politikaları mutlaka gözden geçirilmelidir. Okulun her şeyiyle kışla olmaktan çıkartılması için elbette yapılması gereken çok şey vardır. Bununla birlikte olumlu bir adım atmak için en azından, ilköğretimde ant ve liselerde Milli Güvenlik Dersi dayatmalarını kaldırmakla işe başlanabilir. Yeni eğitim-öğretim döneminde militarist dayatmaların devam etmemesi umudunu taşıyoruz.

Özgür Eğitim-Sen olarak Milli Güvenlik dersleri ve ant dayatmasının kaldırılması için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ya birer mektup göndermiştik. Eğitim sistemindeki militarist ve resmi ideoloji dayatmalarına değindiğimiz mektupta Milli Güvenlik derslerinin ve andımızın kaldırılarak resmi ideoloji dayatmasından vazgeçilmesini istemiştik. Çünkü artık dünyanın geldiği bu noktada çocuklarımıza hayata asker gözüyle bakmalarını sağlamakla ne bilimde, sanatta, ekonomide nede insan hakları alanlarında bir ilerleme sağlayabiliriz. Bu bakımdan farklı kültürlerin yaşadığı bir coğrafyada tek bir etnik kimliği öne çıkaran, milliyetçilik dozu yüksek uygulamaların artık her yönden tartışılması gerekmektedir.

Eğitim ve asker kelimelerinin yan yana telaffuzu bile sakıncalıdır

Askerlerin çocuklarımıza ideoloji aşılamak gibi bir sorumluluğu ve görevi yoktur.

MEB bütünüyle olumsuzluklar üreten bu dersi artık kaldırmalıdır. Okullar kışla olmaktan çıkartılmalı, tek tip kıyafet uygulamasına da artık son verilmelidir. Çocuklarımız kışın ayazında, yazın güneşin altında askeri düzende hizaya sokularak saatlerce bekletilmemelidirler. Kısacası askerî ritüellerin ve yönetmeliklerin mutlaka okul ortamından uzaklaştırılması gerekmektedir. Bu bakımdan bu dersi sivil öğretmenlerin vermesi bir anlam ifade etmemektedir. Kökten kaldırılması gerekmektedir.

Eğitim, insan haklarına, demokrasiye, özgürlüğe, en önemlisi de insanın kendisini gerçekleştirmesine gerekli katkıyı sunmak üzere işlev görmelidir. Okullar askeri disiplinin kavratılacağı birer kışla değil özgürlüğün, adaletin, insan haklarının, bilimin, sanatın ve felsefenin kazandırılacağı ve üretileceği ortamlar olmalıdır.

Tolstoy’un veciz ifadesiyle okul kişiyi “bir şeye” dönüştürme yönünde bilinçli bir girişim ise bir okul nasıl özgür olabilir ve nasıl özgür düşünceli bireyler yetiştirebilir.


Taraf, 04.09.2011

Özgür Eğitim-Sen MYK Üyesi

 

 

Bu Yazıyı Paylaşın

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et