Cemaate (FETÖ) İlk Girişin Sosyo-Ekonomik Faktörleri

22-23 Ekim Tarihlerinde Liberal Düşünce Kongresi Ankara’da yapıldı. Beklendiği gibi kongrenin ana teması “15 Temmuz Sürecinin Türkiye Demokrasisi Açısından Önemi” idi. Bu ana tema çerçevesinde çok yararlı isabetli sunumlar ve tartışmalar yapıldı. Oturum başlıklarından birisi de; Kapalı yapılar ile ilgili analizler, araştırmalar, tahlillere ayrılmıştı. Bu oturumda Cemaat-FETÖ’nün psikososyal dinamikleri Yasemin Abayhan, teolojik yapısı Mustafa Öztürk ve sol-sosyalist örgütlerin bu yapı ile benzer noktaları Cengiz Alğan tarafından sunuldu. Ben bu yapıya –ki yazımda cemaat olarak adlandıracağım- ilk girişteki sosyo-ekonomik faktörlere değinmeye çalışacağım. Zira bu yapıya giren ve 3-4 yıl içerisinde kalan birisi artık grubun veya grup liderinin amaçlarına hizmet edecek bir hizmetçiye dönüşmekte. Yaşananlar bunu gösteriyor. Ama “ilk giriş” diye adlandırdığım durumu ayrıntılı olarak araştırmak gerekiyor.

İlk giriş durumu, pek çok faktörden etkilenmiş olabilir. Benim tezim, ilk girişte cemaate girenlerin sosyo-ekonomik durumları çok etkili olmuştur. İlk girişi iki döneme ayırıyorum: 1. “Seçeneksiz Dönem”: Bu dönem, takriben 1980 ile 2000’li yılların ilk dönemini kapsar. Yapıya girenlerin yaş seviyesi, 12-13 yaşlarıdır. Bu dönemi hatırlayın (Türkiye’nin ekonomik tablosu) çalkantılı yıllar, ülkenin genel ekonomik görünümü iyi değil. Dış ve iç borçlar çok yüksek, fiyat istikrarı yok, yüksek enflasyon kangren olmuş. Köyden kente göç dalgası ve çarpık kentleşme devasa boyutta… Taşrada yeterli altyapı, sağlık, eğitim kurumu yok… Bu durumda özellikle kırsal kesimde yaşayanlar çocuklarının “iyi bir gelecek” sahibi olması için çaresiz vaziyetteler. İlkokulu bitiren yetenekli bir çocuk için tek yol okul. Eğitim sınıf atlamanın yegâne yolu görülüyor. Ancak çocuğun bir üst eğitim kurumuna gidebilmesi için farklı bir yerde yaşaması gerekiyor. Bu dönemde aileye tek alternatifi cemaat sunuyor: “Bizim evlerimizde kalsın.” Dindar veya seküler aileler bunu kabul ediyor, çünkü başka seçenekleri yok!… Bu dönem cemaatin kemik kadrosunun şekillendiği yıllardır. Sonuç olarak, seçeneksiz dönem olarak adlandırdığımız bu dönemde çocuklarına “iyi bir gelecek” sunma çaresi(zliği) olarak görenler cemaatin ilk insan kaynağı kitlesini oluşturdular.

“Seçenekli dönem” ise; 2000 ile 2013’e (17-25 Aralık girişimi kırılma noktasıdır) değin süren dönemdir. Cemaate girenlerin yaş çeşitliliği artmıştır. Yine 12-13 yaş civarındaki çocuklarla birlikte, lise mezunu, üniversite öğrencisi, üniversite mezunu, hatta master, doktora adayları da cemaat organizasyonlarının kapısını aşındırmıştır. Bu dönem, Ak Parti iktidarının yavaş yavaş sisteme egemen olduğu döneme denk gelmektedir. Artık Türkiye değişmiştir, ulaşım, haberleşme, temel altyapı hizmetlerinin yaygınlaştığı zamanlardır. Sağlık ve eğitim alanlarında çok önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Sağlığa, eğitime ulaşma oranları yükselmiştir. Kırsal kesimde yaşayanların kent nüfusuna oranı kent lehine artmaktadır. Dolayısıyla, cemaatin evlerinde kalmak bir zorunluluktan çıkarak gönüllü bir tercihe dönüşmüştür. Ancak cemaatin çekiciliğinde bir azalma söz konusu olmamıştır. Temel motivasyon olan; “iyi gelecek” için yine cemaatin evlerine, yurtlarına gidiş devam etmiştir. Bu dönemde benzer bir amaç etkili olmuştur; çocuk ve gençlere bir gelecek yaratmak. Kendi yaşamına karar verecek olgunluğa ulaşanlar da cemaatin sağladığı (çaldığı) kariyer imkânlarına kavuşma isteği taşımaktadırlar.

FETÖ’ye bağlı oluşumların inanılmaz insan kaynağına ulaşmasında sosyo-ekonomik faktörler etkili olmuştur. Her iki dönemde şartlar farklı olmakla birlikte kariyer beklentisi cemaatin işini kolaylaştırmıştır.  Akın akın insanlar cemaatin kolu kanadı altına girmek için adeta yarışmıştır. Kariyer beklentisinin merkezinde devlet memurluğu hedefi yatmaktadır. Bürokratik vesayet mekanizmasının gücünü zamanında keşfeden Fettullahçı çete, tüm yatırımını bürokrasiyi ele geçirmek üzere kurmuştur.

Türkiye’deki geleneksel bürokratik yapıyı, devletin sağladığı ekonomik çıkarları değiştirmediğimiz müddetçe FETÖ gider bir başkası gelir, çocuklarını bir “şeye” emanet eden ebeveynlerin temel motivasyonu son iki yüz yıldır aynıdır. “Ekonomik olarak sağlam bir gelecek…”

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et