Vergi yüzünden ülke terk edilir mi?

Duymuşsunuzdur, ünlü Fransız aktör Gerard Depardieu Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın zenginlerden alınan vergileri yüzde 75 arttırma kararı üzerine Fransa vatandaşlığından çıkma kararı aldı.

İlk bakışta inanılmaz görünen bir tepki. Bir insan, hele hele zengin bir insan, sırf daha fazla vergi vermemek için yerini yurdunu terk edip gider mi? Gider… Eğer çok büyük haksızlığa uğradığını ve bu haksızlığın vatandaşlarının büyük bir çoğunluğu tarafından da desteklendiğini; yani kendisine yapılanın kolektif bir adaletsizlik olduğunu düşünürse, küser ve gider…

Depardieu’nün kendisine yeni vatan olarak Rusya’yı seçmesini anlamasam da, Fransa’dan gitmek istemesini anlıyorum.

Mesele para meselesi değil; daha çok vergi ödemek değil; zengin olmanın, daha çok kazanmanın cezalandırılması meselesi… Ve belki daha da can acıtıcı olanı, adına müterakki vergi (artan oranlı vergi) denen bu cezalandırmanın, geniş kamuoyu tarafından da “sosyal adaletin gereği olarak” doğru ve haklı olarak görülüp hararetle onaylanması.

Müterakki vergi adaletsizdir 

Lafa Fransa’dan girsem de konuyu asıl getirmeye çalıştığım yerin Türkiye olduğunu anlamışsınızdır sanırım. Zira Maliye Bakanımız, yeni yılla birlikte “zenginden daha fazla vergi” diye özetlenen müterakki vergi uygulamasının Türkiye’de de azgınlaşacağını; bir başka deyişle üst gelir dilimlerinde oranların daha da yükseltileceğini duyurdu.

Bilindiği gibi devlet, kendi finansmanı için dolaylı ve dolaysız olmak üzere iki tür vergi toplar. Dolaylı vergi -devletin kendi ürettiği hizmetleri tüketenlerden aldığı vergi- az tüketenlerden (dar gelirlilerden) az, çok tüketenlerden (yüksek gelirlilerden) çok toplandığı için bu konuda adalet de sağlanmış olur.

Peki ya dolaysız vergi? Yani, kazançlarımızdan belli bir oranda kesilen vergi? Dolaysız verginin az kazanandan -diyelim- yüzde 10, çok kazanandan yüzde 70 oranında kesilmesinde adalet nerededir? Çok kazanan da az kazanan da devletin verdiği temel hizmetlerden aynı ölçüde yararlanıyorsa; örneğin, adalet aramak için aynı mahkemelere gidiyorsa, ülkenin savunması için kurulan orduya zenginin de yoksulun da aynı derece ihtiyacı varsa, eğitim- sağlık gibi hizmetlerden zengin de yoksul da aynı şekilde faydalanıyorsa, çok kazananın az kazanandan misliyle fazla para ödemesinin mantığı var mıdır?

Çokça kullanılan bir benzetmeyle devleti bir site yönetimine benzetecek olursak, sitede oturan her ailenin gelirini beyan etmesi ve gelirlere göre artan oranda aidat tespit edilmesi gibi bir kural getirilmeye kalkışılsaydı çıkacak meydan savaşlarını düşünebiliyor musunuz? Sitenin hali vakti yerinde olanları “Size ne benim gelirimden, ben de havuzu herkes kadar kullanıyorum. Site güvenliği bana da herkes kadar hizmet veriyor. Çimenlerim de herkes gibi on beş günde bir biçiliyor” demeyecek miydi?

Ama nedense, aynı mantıksızlık ülke çapında vergi politikası olarak uygulanınca makul karşılanıyor. Ehh, tabii bu durum da zenginlerin ağırına gidiyor. Çoğunluk Depardieu gibi ülkesini terk edecek kadar sert tepki vermese de, birçok insanın resmen soyulduğunu düşünmesi ve sırf bu sebepten çalışma ve daha çok kazanma azmini kaybettiği bir gerçek.

Ne kadar çok çalışır ve kazanırsan devletin o kadar büyük bir dilime el koyacağını bile bile çalışmak kolay olmasa gerek…

Bugün, 07.01.2013

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et