Özgürlükçülük ve serbest ticaret

Özgürlük çok itibarlı bir kavram. Bu yüzden, hemen herkes tarafından cömertçe kullanılıyor. Özgürlüğe karşı olduğunu söyleyen kimselerle nadiren karşılaşıyoruz. Hattâ onların bile, özgürlüğün bütün toplum için bir değer sayılmasını istememelerine rağmen, kendilerinin (en azından bazı bakımlardan) müdahaleye maruz bırakılmamasını, yani bu ölçüde özgür olmayı talep ettiğini görüyoruz.

Özgürlük kavramı, diğer nedenlerin yanısıra hem başkalarını etkilemeye hem şık görünmeye yaradığı için de kullanılır.  Siyasî ideolojiler yelpazesinin birbirine zıt noktalarında bulunanlar (meselâ liberaller ve sosyalistler) özgürlük kavramını kendilerine ait kılarak rakiplerini fikren bastırmaya, ekarte etmeye çalışır. Felsefî duruşları birbirinden çok farklı kafaların özgürlük kavramını aynı iştahla kullanması ve kavram üzerinde tekel kurmaya çabalaması, kavramın belirli bir anlamı olup olmadığı konusunda kafa karışıklığı yaratır.

Özgürlüğü bir değer olarak savunan kimseye “özgürlükçü” denir. Peki, özgürlük kelimesini müsbet anlamda kullanmakla özgürlükçülük aynı şey midir? Özgürlük kavramını sevmek ve övgüyle anmak, veya soyut olarak özgürlük talep etmek, özgürlükçü olmaya yeter mi? Sanırım hayır. Hem özgürlükten bahsettiği halde özgürlükçü olmayan insanlarla karşılaşabiliriz, hem de tarihe baktığımızda özgürlük kelimesini bayrak hâline getirmiş ve özgürlük getireceğini ilân etmiş bazı akım ve oluşumların düpedüz kölelik sistemleri kurduğunu görebiliriz.

Öyleyse hangi kişinin (akım, ideoloji, parti veya hareket de diyebiliriz) özgürlükçü olduğunu anlamamızı sağlayacak ölçütler var mıdır? Evet vardır. Hem de birden çok. Bu yazıda bu ölçütlerden belki de en az dile getirilenine değineceğim: Serbest ticarete karşı tavır.

Bu konuyu ele almanın tam zamanı. Çünkü Avrupa’nın sosyalistleri ve Çin’in komünistleri bile kendilerini serbest ticaret taraftarı bir pozisyona yerleştirmeye — yahut öyle görünmeye — çalışırken, serbest ticaretin en büyük savunucularından biri olduğu (tartışmalı şekilde) iddia edilen ABD’de,  korumacı  — yani serbest ticaret karşıtı — bir başkan iş başında. Donald Trump korumacı ekonomik politika önerilerini hayata aktarabilirse, ABD’yi de dünyayı da hem serbest ticaret hem barış açısından zor günler bekliyor demektir.

Özgürlük ile serbest ticaret arasında güçlü bir bağ var. Serbest ticaret bireysel özgürlüğün doğal sonuçlarından ve aynı zamanda garantilerinden biri. Serbest ticarete karşı çıkan birinin (akımın, ideolojini, partinin, hareketin) sahici ve tutarlı bir özgürlükçü olması imkânsız. Bu hakikati görenler yalnızca serbest ticaret taraftarı iktisatçılar ve filozoflar değil. Onlarınkine tamamen zıt bir yerde duran, yani özgürlükçü olmayan bazı yazar-çizerler de gerçeğin farkında. İktisatçı Pierre  Lemieux’un bir kitap değerlendirme yazısından öğrendiğime göre, Amerikan İç Savaşı’ndan önce tanınmış bir korumacı ve kölelik taraftarı olan George Fitzhugh şöyle demiş:

“Özgürlüğün iyi bir şey olduğunu kabul ederseniz serbest ticaretin kötü olduğunu savunma imkânı bırakmamış olursunuz — çünkü özgülük serbest ticarettir.”

Özgürlük ile serbest ticaret arasındaki ilişki herhâlde bundan daha iyi ifade edilemezdi. Doğrudan, tereddütsüz ve kesin. Aslında özgürlük birçok şeydir — din, ifade, seyahat, mülk edinme, çalışma, bir araya gelme veya ayrılma, yerleşme, evlenme, neslini sürdürme hakkı. ve Bunların en önemlilerinden biri serbest ticarettir. Tarih bu gerçeğin en büyük şahidi. Her özgür toplumda ticaret serbest olmuştur. Serbest ticaretin yasaklandığı, ortadan kaldırıldığı her yerde özgürlüğe de veda edilmiştir. İster küçük çaplı — Hristiyan Reformasyonu sonrası doğan, Hristiyan komünizmini benimsemiş cemaatler gibi – tecrübelerde, ister devâsâ boyutlu — Sovyetler Birliği gibi – projelerde, durum değişmemiştir.

Özgürlük ile serbest ticaret arasındaki bu kopmaz bağ bize özgürlükçü olan ile olmayan arasında ayrım yapmak, özgürlüğe nisbetle konumları teşhis ve tespit etmek açısından muazzam bir imkân sağlar. Özgürlük kavramının çarpıtıldığı, anlam erozyonuna uğratıldığı, özgürlük düşmanı olanların bile özgürlük kavramıyla kendilerini kamufle ve muhataplarını manipüle etmeye çalıştığı bir dünyada, kimin özgürlükçü olduğunu kimin olmadığını anlamada bu tür sağlam ölçütlere çok ihtiyacımız var.

Özgürlüğe gerçekten inanıyor ve değer veriyorsanız, her kim özgürlük kavramının bol keseden kullanıldığı yazılar yazıyor ve nutuklar atıyorsa, ona hemen serbest ticaretle ilgili görüşlerini, özgürlüğün serbest ticareti kapsamasının gerekip gerekmediği hakkında ne düşündüğünü sorun. Serbest ticareti savunuyorsa onun özgürlükçü olduğuna, serbest ticarete karşı çıkıyorsa onun özgürlükçü olmadığına gönül rahatlığıyla hükmedebilirsiniz. Şahıslar gibi oluşumları, hareketleri, ideolojileri, siyasî partileri de bu teste tâbi tutabilirsiniz.

Kolay gelsin.

Serbestiyet, 16.01.2018 

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et