MHP tabanını nasıl ikna ediyor?

CHP’nin anayasa değişiklik paketine karşı çıkması gayet normal. O esas olarak ayrıcalıklı zümrenin çıkarlarını savunan bir parti. CHP bu düzenin kendisine sağladığı imtiyazların aşınmasını istemiyor ve bu yüzden de yargı oligarşisine dokundurtmamaya çalışıyor.

Bu parti sosyal piramidin üstündeki küçük, ayrıcalıklı üçgeni temsil ediyor ve çıkarlarını savunduğu zümreyi halk çoğunluğuyla eşitleyecek her demokratikleşme adımını bir saldırı olarak algılıyorlar.

Baykal’ın yargı reformundan vazgeçilmesi halinde diğer bütün değişikliklere razı olacaklarına ilişkin açıklamasının anlamı bu (Ve tabii ki onun bu itirazı, aslında bu paketin en önemli ve dolayısıyla en vazgeçilmez maddelerinin hangileri olduğuna da işaret ediyor).

Kısacası egemen zümrenin ve onun bürokratik oligarşisinin partisi olarak CHP’nin elinden geldiğince bu reforma karşı çıkması anlaşılır bir durum.

Dayandığı taban bakımından anlaşılmaz olan MHP’ninki. Çünkü bu parti, tam tersine, piramidin alt ve orta sınıflarına dayanıyor. Yani toplumun oligarşik düzenin mağduru olan ve ayrıcalıklı zümrenin yargı erkinin olduğu gibi korunmasından hiçbir çıkarı olmayan sınıflarından oy alıyor.

Kısacası MHP, esas olarak AK Parti ve BDP’ninkiyle aynı sosyolojik zemine oturuyor.

Öyleyse nasıl oluyor da, bu ayrıcalıklar düzeninin sacayaklarından bir olan (şimdilerde en işlevsel sacayağı olan) ve verdiği kararlarla hep piramidin tepesindekileri memnun eden, bu yüzden “CHP ile kanka” olan, halktan bağımsız biçimde kendi kendisini seçen doğal CHP’li bir yargı erkinin değişmesine takoz koymaya çalışabiliyor?

Nasıl oluyor da Kürt sorununun çözümünü en çok istemesi gereken, çünkü bu kavga devam ettiği sürece Kürt veya Türk, hep alt sınıfların çocuklarının öldüğünü gören bir parti, kendi tabanının çocukları için böylesine hayati önem taşıyan bir açılıma karşı çıkabiliyor?
Sahi nasıl oluyor? Bir partinin kendi tabanının çıkarlarına bu kadar ters bir siyasi tutum almasının hikmeti nedir? Acaba devletin zorlaması veya liderin saplantısı mı? Belki bunlar da etkili olabilir, ama kitle nasıl kendi çıkarlarına tam ters bir siyasi çizgiye ikna edilebiliyor?

İşte burada “ideoloji” devreye giriyor. İdeoloji, hakikati çarpıtıyor ve asıl sorunu gizleyip, meseleyi bambaşka ve sahte bir şekle büründürüyor. Akı kara, karayı ak göstermek için kullanılıyor.

MHP’nin milliyetçilik ideolojisi de böyle bir işlev görüyor. Milliyetçilik körlük yapıyor. İşte bu yüzdendir ki MHP, Mamak’ın gecekondularının yoksul gençlerine, Devlet Mahallesi’nin tuzu kuru sakinlerinin zümrevi çıkarlarını savundurtabiliyor.

Aklın, mantığın vicdanın sesi sloganlarla bastırılıyor, hakikati bulmayı sağlayacak en hayati sorular marşlarla boğuluyor, hakikatin üstü bayraklarla örtülüyor ve sonuçta bir grup insan kendi cellatlarına hizmet eder hale getirilebiliyor.

Şimdi, savundukları düzenin çirkin yüzünü 12 Eylül işkencehanelerinde gören bazı ülkücüler, kurucusu oldukları partinin bugün CHP’yle birlikte 12 Eylülcü safta yer almasına sitem ediyorlar. Evren’e yargı yolunu açan değişikliğe karşı çıkmanın anlaşılmaz olduğunu düşünüyorlar.

Aslında anlaşılmaz değil.

İdeolojinin işlevi tam olarak bu ve bu gerçekleşiyor.

Star, 20.04.2010
 

 

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et