Kürdoloji bölümü açmaya gerek var mı?

Yirmi dört saat Kürtçe yayın yapan TRT 6 kanalının yayına geçmesinden sonra, üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı ya da Kürdoloji bölümünün açılmasına ilişkin YÖK ve üniversitelerde tartışmalar yapılmaktadır. Bu tartışmalar daha çok yasal olarak bu bölümün açılıp açılamayacağı ile ilgilidir.

Nihayet YÖK, İstanbul Üniversitesi’nin bir ‘Kürtçe Araştırmalar Merkezi’ açma talebini onayladı. Konuyla ilgili yapılan tartışmalar, Kürdoloji bölümleri açılsa bile bu alanda yetişmiş akademisyenlere sahip olmadığımız acı gerçeğini de önümüze çıkarmış bulunmaktadır. Üniversitelerde Kürdoloji bölümlerinin açılmasına ülkemizin ihtiyacı olduğu gibi, Kürdoloji alanının bizzat kendisi de yeni bir açılıma ihtiyaç duymaktadır. Şimdiye kadar Kürtlerin sosyal, kültürel, ekonomik, tarihsel ve politik hayatlarıyla ilgili bilgileri, genellikle istihbarat servisleri, emniyetin terör birimleri ya da askerî kurumların ilgili kuruluşları topladı. Kürtler, bilimsel bir araştırma konusu olarak şimdiye kadar üniversitelerde çalışma konusu yapılmadı. Yapılan çoğu çalışma resmî ideolojinin perspektifinin propagandasını yapan önyargılı ve ideolojik nitelikteki çalışmalar olmaktan öteye geçemediler. Önyargısız ve resmî ideolojinin dışında, bilimsel akademik bir disiplin olarak Kürdoloji alanında ciddi, derinlikli ve sistemli bilgi birikimine ülkemizin ihtiyacı bulunmaktadır. Ülkemizin en önemli meselesi olan Kürt sorunu konusunda yapılacakların ve yapılmayacakların belirlenmesi açısından bakacak olursak, bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu veri ve bilgi birikiminin oluşturulmasının pratik ve acil bir ihtiyaç olduğu görülmektedir.

Kürdolojinin bilimsel bir disiplin olarak üniversitelerin ilgili fakültelerinin bir parçası haline gelmesi, Kürtlerle ilgili bilgilerin üretilmesinde devletin, istihbarat servislerinin, nasyonalistlerin ve büyük emperyal güçlerin aktör olmaktan çıkmasını sağlayacaktır. Şimdiye kadar üniversitelerde Kürdoloji tabu konu olarak görüldüğü için, bu alandaki boşluğu sözünü ettiğim kesimler doldurmuştur. Üniversitenin, Kürdoloji alanında bilimsel ve derinlikli bilgi üreten bir aktör olması lazımdır. Aksi takdirde ‘Kürtler’ üniversite dışındaki aktörlerin ürettiği önyargılı ve ideolojik bilgi ve hükümlerin gölgesinde kalmaya devam edecektir.

‘Kürt çalışmaları’ ya da ‘Kürdoloji’ denilen çalışmalar şimdiye kadar, daha çok ‘Doğu Çalışmaları (Oriental Studies)’ adı altında ele alınmış bulunmaktadır. Başka bir ifade ile Kürdoloji çalışmaları, oryantalizmin bir parçası olarak değerlendirilmiştir. Önemli Kürdologlar, aynı zamanda önemli oryantalistlerdir. Oryantalizmin bir parçası olarak değerlendirilen Kürdoloji, aynı zamanda nasyonalizmin pençesinden de kendisini kurtaramamıştır. Değişik nasyonalist perspektifler ışığında Kürtlerin farklı özelliklerini ortaya koyan birçok çalışma bulunmaktadır. Kürdoloji, nasyonalizm ve oryantalizm arasında sıkışıp kalmış bir alandır. Nasyonalizm ve oryantalizmden bağımsız olarak Kürdoloji’nin otonom bir disiplin olarak kurulması gerekmektedir. Kürdoloji’nin otonom bir akademik disiplin haline gelmesiyle bu alandaki oryantalist ve nasyonalist çerçevelerin zamanla aşılması mümkün hale gelecektir.

Oryantalizm ve nasyonalizmin gölgesinin hissedildiği Kürdoloji çalışmalarında tehlikeli bir bakış açısı bulunmaktadır. Birçok çalışma, antagonizm ve polarizasyon yaratma ve beslemeye yaramaktadır. Türk-Kürt antagonizmini icat eden ve besleyen Kürdoloji çalışmalarının sayısı az değildir. Türk-Kürt polarizasyonu gibi antagonizmalar yerine Kürtlerin sosyal, kültürel, tarihsel, edebî ve diğer özelliklerini otantik olarak ortaya koyan çalışmalara ihtiyaç vardır. Antagonizmden uzak otantik bir Kürdoloji’nin ortaya konulması, Kürtleri mutlaka birilerinin karşıtı olarak ele alan polarizasyoncu anlayışın, entelektüel ve düşünsel açıdan gerilemesini sağlayacaktır.

Sosyal ve kültürel etkileşimler İhmal edilmemeli

Şu ana kadar yapılan Kürdoloji çalışmalarının önemli bir özelliği, onların parçacı olmasıdır. Kürdoloji çalışmalarının önemli bir bölümü, çoğu zaman sadece tek bir ülkede yaşayan Kürtlerin o devletle yaşadıkları sorunları ideolojik ve nasyonalist açılardan ortaya koymaktadır. Kürtlerin bütüncül ve birincil bir şekilde ele alınmamış olması, Kürdoloji olarak nitelenen bu çalışmaların en zayıf özelliğidir. Kürtlerin, devletler ve diğer halklarla ilişkileri önemlidir, ancak bu ilişkilerin Kürdoloji disiplininin kendisi haline getirilmesi doğru değildir. Direkt Kürtleri konu eden bir Kürdoloji’ye ihtiyaç vardır.

Kürtler konusunda yapılan birçok çalışmada Kürt kimliği ve kültürü konusunda homojen ve standart bir kurgunun yapıldığı görülmektedir. Kürt kimliği ve kültürünün tarihsel dönemler içinde geçirdiği değişiklikler ve diğer toplumlarla Kürtlerin sosyal ve kültürel etkileşimleri çoğu zaman ihmal edilmektedir. Ayrıca Kürdoloji çalışmalarında kültürler arası karşılaştırma yapan çalışmaların sayısı çok azdır. Kürdoloji çalışmalarında mukayeseye yer veren, tarihsel ve sosyal değişimleri dikkate alan yeni teorik ve pratik metotların geliştirilmesi günümüz Kürdolojisi için bir gerekliliktir.

Kürdoloji çalışmaları genellikle Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Türkiye, Irak, İran ve Suriye gibi ülkelerin dışında yapılmaktadır. Kürdoloji’nin doğum yeri olarak eski Sovyetler Birliği kabul edilmektedir. Kürdoloji çalışmaları, Ermenistan’da bir bilimsel disiplin olarak kurumsallaştırılmıştır. Paris, Göttingen ve Exeter üniversitelerinde Kürt çalışmaları bölümü açılmıştır. Avrupa’nın birçok yerinde Kürt enstitüleri bulunmaktadır. Kürdoloji çalışmalarıyla ilgili bilimsel dergiler (Studia Kurdica, Etudes Kurds, Kurdologie ve Journal of Kurdish Studies gibi) Amerika ve Avrupa’da basılmaktadır. Her yıl değişik Batı ülkelerinde uluslararası Kürdoloji kongreleri yapılmaktadır. Kürdoloji’nin Kürtlerin yaşadığı ülkelerin dışındaki yerlerde doğması anormal bir durumdur. Yabancı ülkelerdeki çalışmaların yanında kendi doğal coğrafyasında Kürdoloji’nin çalışılması gerekmektedir. Üniversitelerde Kürdoloji bölümlerinin açılması suretiyle Kürdoloji’nin bilimsel ve akademik bir disiplin olarak kurumsallaştırılması, Kürt çalışmaları alanında anormal olan bu durumun normalleşmesine katkı sağlayacaktır.

Zaman, 16.05.2009

 

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et