Ergenekon CHP’nin neyi oluyor

Ergenekon davasının avukatı olduğunu söyleyen Baykal CHP’si ve Ergenekon sanıklarını milletvekili seçtiren Kılıçdaroğlu CHP’sinin söylem ve politikaları birlikte düşünüldüğünde Ergenekon yapısı içinde CHP’nin yeri ve CHP içinde Ergenekon’un yerinin ne olduğu sorusu cevaplandırılması gereken temel soru olarak önümüzde durmaktadır.

Kaset skandalı sonrası genel başkanlıktan ayrılmak zorunda kalan Baykal’ın yerine göreve getirtilen Kılıçdaroğlu etrafında büyük umutlar yeşertildi. Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi yeni baştan inşa edeceği ve ‘Yeni CHP’nin Türkiye’nin yeni umudu’ olduğuna dair kamuoyunda büyük bir algı yaratıldı.
12 Eylül 2010 tarihinde yapılan anayasa değişikliği referandumuna ‘hayır’ diyen Kılıçdaroğlu yönetimi, ülkede bürokratik vesayet kurumlarının etkinliğini azaltacak hiçbir olumlu adıma sıcak yaklaşmadığını ortaya koydu. Başka bir ifade ile ‘Yeni CHP’, eski rejimin kurumlarından yanaydı.

Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olarak ilk ciddi imtihanı 12 Haziran seçimleri oldu. Seçim kampanyasında Kılıçdaroğlu, çalışkan ve aktif bir lider portresi çizdi. Kürt sorunu, bedelli askerlik, TSK iç hizmet kanununun 35. maddesi, genel af ve yerel yönetimlerin özerkliği konularında önemli söylemler ortaya attı. 12 Haziran seçimleri sonucunda CHP, yüzde 26 düzeyinde oy aldı. CHP, seçimlerden oyunu yükselterek çıktı. CHP’ nin oyunu arttırması, toplumun Kılıçdaroğlu’nun ‘Yeni CHP’ söylemine olumlu baktığı anlamına gelmekteydi.

DIŞARDAN YAPILAN MÜDAHALELER

CHP’nin seçimlerden aldığı yüzde yirmi 26’lık oy oranı, parti içi ve parti dışı çevrelerde yeterli görülmedi ve başarısızlık olarak değerlendirildi. Oyunu arttırmasına rağmen Kılıçdaroğlu yönetiminin başarısız olarak değerlendirilmesinin nedeni, Kılıçdaroğlu’nun yüzde 30’un üzerinde oy alacağına dair kamuoyunda yaratılan algıdır. Yaratılan bu algıdan dolayı, CHP, matematiksel olarak değil sosyolojik ve psikolojik açıdan başarısız kabul edildi.

Aday listelerinin hazırlanması sırasında Kılıçdaroğlu yönetimine dışarıdan müdahaleler yapıldı. Özellikle Demirel’in kendisine yakın isimleri CHP listelerinden aday yaptırttığına dair yaygın bir kanaat kamuoyunda oluştu. Kılıçdaroğlu, seçimde Ergenekon Davası sanıkları Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ı aday gösterdi. Balbay ve Haberal, CHP listelerinden aday gösterildiler ve milletvekili seçildiler. Demirel ve Ergenekon çevrelerinin müdahaleleri sonucunda şekillenen CHP listeleri, Kılıçdaroğlu’nun şekli olarak genel başkan olmanın dışında kararlı, bağımsız ve özgün davranabilen bir siyasi lider olmadığı şeklindeki düşüncenin kamuoyunda oluşmasına neden oldu. CHP listelerinin dizaynını, Kılıçdaroğlu’nun ilk ciddi siyasi mağlubiyeti olarak kabul edebiliriz. Kılıçdaroğlu, seçimden sonra değil, aday listelerinin hazırlanma aşamasında mağlup lider konumuna düştü.

KILIÇDAROĞLU’NUN ERGENEKON HASSASİYETİ

Ergenekon davası tutukluları Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay, milletvekili seçilmelerine rağmen mahkeme bunların tahliye taleplerini reddetti. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu yönetimi, Meclis’te yemin etmeme şeklinde bir tutum ortaya koydu. İlkeli, tutarlı ve kararlı politikalar üretme konusunda zaaf içerisinde bulunan Kılıçdaroğlu CHP’si, militanca Haberal ve Balbay’ı savunmakta, Ergenekon davasının gereksizliğine dair söylemler geliştirmektedir. Kılıçdaroğlu, Haberal ve Balbay’ın kurtarılmasını CHP’ nin varlık sebebi durumuna getirmeyi başarmış bulunmaktadır. CHP’nin sosyal demokrat kimliğinden şüphe duyan Sosyalist Enternasyonal’i ikna etmek için hiçbir şey yapmayan Kılıçdaroğlu, Sosyalist Enternasyonal’de Ergenekon davası sanıkları Haberal ve Balbay’ı bütün gücüyle savunmuştur.

Haberal ve Balbay’ın tutuklu oluşları üzerinden Ergenekon davasının savunuculuğunu yapan ‘Yeni CHP’, siyasi ve sosyal riskleri göze alarak Meclis’i protesto etmektedir. Türkiye’nin ilk ve en eski siyasi kurumu olan CHP’nin Meclis’i yemin etmeyerek protesto etmesi çok ilginç bir durumdur. Yemin krizi, CHP için asıl olanın bürokratik vesayet yani devlet iktidarı olduğunu, meclisin ve demokratik iktidarın teferruat olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Balbay ve Haberal’ın tutukluluğunu gerekçe göstererek Meclis’te yemin etmeyi reddeden CHP, aslında üç amacı gerçekleştirmeyi hedefleyen bir strateji izlemektedir. Yemin kriziyle CHP, seçim sonrası partide ortaya çıkacak olan itiraz seslerini ve kurultay taleplerini bastırmayı hedeflemektedir. Kurultay için imza toplayan muhaliflerin, kısa bir süre önce bu girişimlerinden vazgeçtiklerini açıklamaları anlamlıdır. Yemin krizi ve AK Parti karşıtlığı temelinde CHP’de iç bütünlük görünürde sağlanmış gözükmektedir.

CHP YÜZDE 50’Yİ TANIMIYORUM DİYOR

İkinci olarak CHP, AK Parti’nin yüzde elli oy aldığı 12 Haziran seçim sonuçlarını fiilen tanımamakta ve ortaya çıkan demokratik tablonun meşruluğunu tartıştırmaya çalışmaktadır. Yemin kriziyle CHP, Millet Meclisi’ni ‘AKP Meclisi’, polisi ‘AKP polisi’, mahkemeleri ‘AKP mahkemeleri’, kısacası bütün devlet kurumlarının AK Parti’nin işgalinde olduğuna dair bir kanaat oluşturmaya çalışmaktadır. AK Parti’yi devleti işgal eden güç olarak gösteren CHP, hayali sivil dikta kurgusunu dilinden düşürmemektedir. CHP, bu söylemiyle AK Parti’ye yeni bir anayasa yaptırmamak için her şeyi yapacağının mesajını şimdiden vermiş bulunmaktadır.

Üçüncü olarak Ergenekon davasının ‘AK Parti’nin polisinin, mahkemesinin’ kısacası ‘AK Parti devletinin’ bir kurgusu ve uydurması olduğuna dair sistematik bir propagandayı CHP yapmaktadır. Yemin krizinin çözümü için iktidardan gerekli düzenlemeleri isteyen CHP, aslında AK Parti’ye ‘kendi hakimlerine, mahkemelerine ve polisine Haberal ve Balbay’ın tahliyesi için emir vermesini’ istemektedir. Kısacası CHP, Ergenekon davasını AK Parti’nin bir komplosu olarak gösterip Ergenekon’un gerisindeki derin güç ağlarının tasfiyesine engel olmaya çalışmaktadır.

Yemin krizi, CHP tarafından Ergenekon’u savunmak için yaratılan yapay bir durumdur. Ergenekon davasının avukatı olduğunu söyleyen Baykal CHP’si ve Ergenekon sanıklarını milletvekili seçtiren Kılıçdaroğlu CHP’sinin söylem ve politikaları birlikte düşünüldüğünde Ergenekon yapısı içinde CHP’nin yeri ve CHP içinde Ergenekon’un yerinin ne olduğu sorusu cevaplandırılması gereken temel soru olarak önümüzde durmaktadır.

Yenişafak, 09.07.2011

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et