Dezenformasyon akıyor demokratlar bakıyor

Bu topluma huzuru, barışı ve demokrasiyi haram etmek isteyenler, süreci sabote etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. İnsan hayatının onlar için hiç önemi yok. Tokat’ta 7 askeri kimin katlettiği henüz belli değil, ama neden katlettiği çok açık. Hayatını kaybeden askerlere Allah’tan rahmet ve acılı ailelerine sabır diliyorum. Kötü kötülüğünü yapıyor, açılım bitsin, barış olmasın istiyor. Ama işte tam da bu kötülüğe teslim olmamak için süreci devam ettirmek gerek.-
***
Geldiler ve ifade verdiler.
Militarizm illetinden kurtulmaya, oligarşiden demokrasiye geçmeye çalışan bir ülke için büyük bir adım bu. Ama abartmayalım.
Çünkü devlet örgütü içinde bu işleri tezgahlayan mekanizma hala duruyor.
***
Ama asıl sorun, demokrat güçlerin şaşırtıcı rahatlığı, daha doğrusu rehaveti.
Bu ülkede derin devleti tasfiye için yürütülen sessiz ama şiddetli bir mücadele var. Mevcut hükümet, ister demokrasi kaygısından olsun, isterse de “nefsi müdafaa” kaygısıyla, ciddi bir mücadele veriliyor. Kendisini yıkmak isteyen zümreye ve onun derin güçlerine karşı direnirken tam da demokratların yapmak istediklerini yapıyor.
Ve böyle bir ortamda, bu süreci asıl sahiplenmesi, bu davayı binlerce gözle izlemesi ve dünyayı ayağa kaldırması gereken demokrasi güçleri, muhafazakar olanlar da dahil olmak üzere, sanki her şey yolundaymış gibi, sanki derin devletin tasfiyesi sadece hukuki bir süreçten ibaretmiş gibi olup biteni izlemekle yetiniyor.
Ortada on binlerce maktul var, ama DTP başka mevzularla uğraşıyor. Alevi kesimden birçok kanaat önderi, kendileriyle ilgili korkunç tezgahları görmenin dehşetine rağmen sessiz. Muhafazakar veya İslami sivil toplum örgütleri de şaşırtıcı biçimde aynı sessizliği paylaşıyor. Hukukçuların oluşturduğu birçok dernekleri var ve bütün bunlar yaşanırken bırakın İngilizceyi, bildiğim kadarıyla Türkçe bir rapor dahi hazırlamadılar.
***
Ülke içindeki dezenformasyon yetmezmiş gibi, şimdi bir de bizdeki derin bazı ulusalcı güçlerin yabancı “muhipleri” çıktı.
Türkiye’nin AB’ye girmesini istemeyen çevreler, derin devletin tasfiyesini engellediklerinde, bu ülkenin burnunun çamurdan çıkmayacağını, -muhtıraların, darbelerin, yargısız infazların bitmeyeceğini- dolayısıyla Türkiye’yi dışlamak için uğraşmaya gerek kalmayacağını da düşünüyor olmalılar.
***
Ergenekon ile ilgili tek İngilizce raporun, Jenkins’in utanç verici “kara propaganda” türü raporu olması demokratlar için alarm zili olmalı.
Hiçbir ülkede çeteleşmiş bir düzeni değiştirmek, sadece siyasi iktidara bırakılamaz.
Ve hiçbir ülkede derin devletin tasfiyesi, toplumsal ve siyasi destekten bağımsız bir “adli süreç”le başarıya ulaşamaz. Yarın dıştan esen rüzgar yine kötü olabilir veya hükümet kötülükle yine uzlaşabilir. Tıpkı daha önce yaptığı gibi.
Yukarıdakiler öylesine güçlü bir basınçla karşılaşmalı ki, istemeseler dahi süreci sonuçlandırmak zorunda kalabilmeliler. Toparlanmamız gerek.
Yoksa yine alacakaranlık kuşağına savrulup, on yıllarca ittihatçı kötülüğe ve onun eli kanlı çetelerine boyun eğmek zorunda kalacağız.
Siyasetin sınırları daraltılmamalı
DTP’ye söylenecek çok söz var.
Ama şimdi değil. Bugün değil.
Bugün siyaseti savunmanın zamanı.
“Dur De” inisiyatifinin, “Adalet, demokrasi ve barış için, DTP kapatılamaz” başlıklı açıklamasına kulak verelim:
“Siyasal demokrasinin sınırlarının kısıtlanması değil genişlemesi için, adalet duygusunun güçlenmesi ve yaygınlaşması için, Kürt sorununda demokratik barışçıl umutlarının körelmemesi için Demokratik Toplum Partisi kapatılmamalıdır. “DTP’yi kapatmayın! Vekillere dokunmayın!”
Star, 08.12.2009

 

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et