Türkiye ahlâkî erdemlerin yerlerde süründüğü bir ülke. Özellikle, güçlü olan bazıları, bu gücü tüm ahlâk ilkelerini ayaklar altına alarak kullanmakta beis görmüyor. Kim oldukları iyi bilinen kimi köşe yazarları böyle yapmada başı çekiyor. Birkaç defa böyleleriyle muhatap olmak zorunda kaldım. Biri, Can Ataklı. Geçenlerde notlarımı karıştırırken bu şahsa gönderdiğim, ama yayımlamadığı bir cevap yazımı buldum. Cevap 7 Ocak 2009 tarihinde kaleme aldığı ‘Bu paralar niçin alındı?’ başlıklı yazıda yer alan benimle ilgili şu ifadeler üzerine gönderilmişti: ‘AKP’nin İzmir Gençlik Kolları toplantısında Atatürk’e ağır eleştiri ve hakaretler yapmasıyla tanıdığımız Atilla Yayla da (Liberal Düşünce Derneği) AB’den 449 bin 620 euro destek almış. Atatürk’le ilgili sözlerini ‘bilimsel’ olarak nitelemişti Yayla. Elbette Atatürk eleştirilebilir, bilimsel veriler ortaya konabilir, ama bunun AKP’nin Gençlik Kolları toplantısında yapılmasının herhalde bir anlamı vardır. Yayla’nın da bu etkinliği dışında parayı hak etmek için ne yaptığını merak ediyorum’.

Ahlâksızlığa ve vicdansızlığa itiraz asla zaman aşımına uğramayacağı için bu şahsa 25 Ocak 2009’da gönderdiğim fakat erdem yoksunluğunun sonucu olarak yayımlanmayan cevabımı beş yıl sonra da olsa kamunun dikkatine sunmak istedim.

‘Sayın Can Ataklı,

Gazeteniz Vatan’ı düzenli takip etmediğim için 7 Ocak tarihli yazınızı görmemiştim. Radikal İki’de (25 Ocak 2009) Baskın Oran’ın yazısı vasıtasıyla yazınızdan haberdar oldum ve okudum. Merakınızı gidermek için bu cevabı yazıyorum.

Yazınızda dilin esnekliğinden yararlanarak ‘para almak’tan söz ediyor ve bunun şahsî bir iş olarak yapıldığını ima ediyorsunuz. Gayet iyi bilirsiniz ki AB fonları kişilere değil kurumlara açıktır. TSK ve Gazi Üniversitesi gibi resmî kurumlara ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Çağdaş Eğitim Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarına. Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Liberal Düşünce Topluluğu (LDT), 2001 ile 2005 arasında, iç hukuka ve AB kurallarına uygun olarak biri nispeten büyük diğeri küçük diyebileceğimiz iki proje için AB fonlarından %90 oranında destek almıştır. Bunlar ifade özgürlüğü üzerine üç ve din özgürlüğü üzerine bir yıl süren projelerdir.

LDT aktivist bir kuruluş olmadığı için bu projeler, doğal olarak, en temel iki özgürlük olan ve Türkiye’de evrensel ölçülerde gelişmiş ve korunaklı olmayan ifade ve din özgürlüklerinin entelektüel alt yapısını kuvvetlendirmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Din özgürlüğü projesinde 5 klasik eser Türkçeye çevrilmiştir. Türk Yargıtay’ı ve Anayasa Mahkemesi’nin konuyla ilgili kararları derlenmiş ve yayınlanmıştır. AİHM ve Amerikan Anayasa Mahkemesinin ilgili kararları da Türkçeye çevrilmiş ve iki cilt hâlinde yayınlanmıştır. İfade özgürlüğü üzerinde konunun uzmanları ve mağdurlarını buluşturan bir uluslararası iki ulusal sempozyum yapılmıştır. Genç akademisyenler arasında bir eser yarışması düzenlenmiş ve ilk üçe giren eserler yayınlanmıştır. Türk hukuk sitemi ifade özgürlüğünün önündeki engeller açısından taranarak bir rapor hazırlanmış ve bu rapor resmî kuruluşlara ve medyaya ulaştırılmıştır. İkinci projede de konuyla ilgili biri çeviri diğer ikisi Türk yazarlar tarafında kaleme alınan üç eser yayınlanmış ve bir workshopta uzmanların ve dinî grupların temsilcilerinin bir araya getirilerek tarafsız bir platformda genel ve özel sorunları tartışmaları sağlanmıştır. Ayrıca, din özgürlüğünün geliştirilmesi ve teminat altına alınması için neler yapılması gerektiği hakkında bir rapor hazırlanmış ve bu rapor da ilgili resmî kuruluşlara ve medyaya ulaştırılmıştır.

Gördüğünüz üzere AB fonlarından sağlanan desteklerin şahsımla bir alâkası yoktur. Bu destekler İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın onaylarıyla alınmış ve hem T. C. hem de AB makamları tarafından kılı kırk yaran bir titizlikle denetlenmiştir. Buna rağmen sizin gibi kişilerin sanki bir suç işlenmiş veya gayri meşru şeyler yapılmış imaları yüklü satırlar karalaması manidardır.

YK Başkanı olduğum LDT evrensel değerleri savunan bir fikir kulübüdür. Siyasetle bir ilgisi yoktur. Şimdiye kadar olduğu gibi şimdiden sonra da ilkelerde ve çalışma şartlarında anlaşabildiği yerli ve yabancı her kuruluşla ortak çalışmalar yapmaya devam edecektir.

Umarım ifade özgürlüğü ve din özgürlüğü gibi temel medenî değerlere karşı değilsinizdir. Mamafih, bir panelde yaptığım konuşma üzerine şahsıma karşı açılan linç kampanyasına gazetenizin ve bazı yazarlarınızın aktif şekilde katılmış olması bu konuda umutlu olmamı zorlaştırmaktadır.

Lütfen özgürlüklerden ve özgürlükleri geliştirmek için yapılanlardan korkmayın. Gün gelir sizin de özgürlüğe ihtiyacınız olur.

Umarım merakınızı giderebilmişimdir.

Bu açıklamamı adâlet ve ahlâk adına yayınlamanızı rica ederim.

25 Ocak 2009

Dr. Atilla Yayla

Gazi Üniversitesi

Sosyal ve Siyasal Teori Profesörü

Liberal Düşünce Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı

Not: Okumayı seviyorsanız lütfen haber verin, size yayınlanan kitaplardan büyükçe bir paket yollatayım.’

 

Bu yazı Yeni Şafak Gazetesi’nde yayınlanmıştır.