Böcekler Üzerinden Ülkemize Kurulan Komplolar Devam Ediyor

Bir önceki “Dış Güçler Bu Sefer de Türkiye’nin Böceklerine mi Göz Diktiler?” başlıklı yazımda, Türkiye’de böcek toplayan 6 Çek bilim adamına yapılan kaçakçı muamelesini yakışıksız bulan bir yazı yazmıştım. Çek bilim adamlarının topladıkları böceklerle, yapacakları yayınlarla, topladıkları materyali ülkelerindeki müzelerde saklayarak veya teşhir ederek Türkiye böcek varlığının bilinmesine katkılar sağlayacaklarını, yapılacak işin bu insanlara kaçakçı muamelesi yapmak değil, yardımcı olmak olduğunu yazmıştım.

Meğer olay benim bildiğim gibi değilmiş.

Bu konu üzerinde “Samanyolu Haber”de ilginç bir program yayınlandı. Programa katılanlar, böcek bilimcilerinin dünyanın her yerinde yaptıkları bildik bir böcek toplama faaliyet üzerine akla hayale gelmeyen komplo teorileri ürettiler.

Katılımcılardan biri Çek böcek toplayıcıların bu böcekleri esrarengiz antibiyotikler üretmek için topladığını iddia ediyordu. Meğer bizim böceklerimiz emperyalist ülkelerin göz diktikleri bor madenlerimizden bile kıymetliymiş. Böceklerimiz yurt dışına kaçırılarak, bunlarda saklı bulunan gizli cevherin patent haklarını da elimizden alacaklarmış.

Bir diğer katılımcı bu böceklerin genleriyle oynanarak bunların Türkiye’ye karşı kullanılabileceğini iddia ediyordu. Meğer, filmlerde gördüğümüz, böceklerden canavar yaratma senaryoları hayal ürünü değilmiş. Yalnız benim anlamadığım, Çekler bu canavarları neden kendi böceklerinden üretip bize saldırtmıyor da, bizim böceklerimizden üretip bize saldırtıyor. Ya bizim böceklerimiz bize sahip çıkar, Yunanlılara saldırırsa!

“Samanyolu Haber”in programına katılan bir başka bilim adamı da,  halkımızın dağda bayırda gezinen yabancılara karşı uyanık olması, bunları devlet kuruluşlarına anında bildirmesi gerektiğini, gençlere eğitim verirken bu hususa önem vermek gerektiğini söylüyordu.

Programa katılan devlet görevlisi de, bu konuda devlet teşkilatının nasıl uyanık olduğunu, devlet istihbarat teşkilatıyla işbirliği içinde çalıştığını ispat etmeye çalışıyordu.

Programı dinlerken tüylerim diken diken oldu. Programın metnini elde edemediğim için, duyduklarımın gerçek olup olmadığını hala anlayabilmiş değilim.

O yazıyı yayınlanması için Taraf gazetesine de göndermiştim.  Neyse ki, gazete yazıyı yayınlamaya değer bulmamıştı. Yoksa hem kendim yanar, hem de Markar Esayan’ın başını derde sokabilirdim. Ümit ederim Hür Fikirler’de yayınlanan yazı da devletin uyanık istihbarat teşkilatının gözünden kaçmıştır.

Prof. Pufe’e Pahalıya Patlayan Antalya Tatili

Daha sonra benzer bir olay Antalya’da da yaşandı. Antalya’da tatil yapan Aachen Üniversitesi’nde görevli Prof. Dr. Thomas Pufe 21 Ağustos böceği ile 8 Kızıl palmiye böceğini kargo yolu ile yurtdışına göndermeye çalışmış. Gözaltına alınan Prof. Dr. Pufe, “Avrupa’ya göç edip etmeyecekleri üzerinde araştırma yapmak için numune böcekleri tüplere koydum. Başka bir niyetim yoktu” demiş.  Prof. Dr. Thomas Pufe’ye, ’Çevre Kanunu’na muhalefet’ suçlamasıyla 28 bin lira ceza kesilmiş.

Ulusumuza karşı kurulan komplolar karşısında duyarlı bilim adamlarımız ne der bilemem, ama Prof. Pufe’un “Kızıl palmiye böceği” üzerine yapacağı çalışma bizim için yararlı olabilirdi. Çünkü son yıllarda Türkiye’nin güney sahillerinde görülen bu böcek ülkemizde çok büyük tahribata sebep olmaktadır. “Kızıl palmiye böceği” ulusal böceklerimizden değildir, ülkemize dışarıdan girmiştir. Hemen hemen bütün sahil kesiminde palmiye ağaçlarımızı tehdit etmektedir. Mücadelesi çok güç bir zararlıdır.

Bu böcek üzerinde yapılan her çalışma, bu böcekle mücadelede önemli katkılar sağlayabilir. Ben şahsen, Tarım ve Köyişleri bakanımızın Prof. Pufe’e bir mektup yazarak, kendisine yapılan muamele için üzüldüğünü belirtmesini, Türkiye’de “Kızıl palmiye böceği” üzerinde yapacağı bir çalışmada kendisine her türlü yardımın yapılacağını bildirmesini isterdim.

Bilim adamları ülkeler arasındaki milli sınırlara pek dikkat etmezler, dünyanın her yerini araştırma alanı zannederler. Muhtemelen Prof. Pufe de Türkiye’yi bilimsel faaliyetin özgürce yapıldığı, İran’dan farklı bir ülke zannederek, resmi makamlardan izin alma gereği duymadan ilgisini çeken böceklerden örnek alıp, ülkesine göndermeye kalkmıştır.

Keşke, bizim mevzuatınıza yabancı Prof. Pufe’e  ağır bir para cezası verme yerine, kibarca bizim mevzuatımızın hatırlatılmasıyla yetinilseydi.  Almanların parası kıymetlidir, Prof. Pufe’un 28 bin lira  para cezası ödedikten sonra ülkemizden hiç de iyi intibalarla ayrılacağını zannetmiyorum. Herhalde tanıdığı hiç kimseye de Türkiye’de tatil yapmasını öğütlemeyecek; korkarım, Türkiye’den karşılaştığı meslektaşlarına da bilim adamı gözüyle bakmayacaktır.

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et