Artık sebep kalmadı

Suriye Kürdistanı konusunda AK Parti’nin politikası doğru mudur, yanlış mıdır, ayrı bir tartışma konusu… Ayrıca KDP’nin PYD’ye karşı izlediği politikanın doğruluğu-yanlışlığı da bu yazının konusu değil.

BDP ve PKK şu gerçeği er geç görmek zorunda kalacak:

AK Parti “Rojova devrimi”ne prim vermiyor diye Türkiye’deki süreci tıkamaya kalkarsanız, bunu Türkiye’de yaşayan Kürtler’e asla anlatamazsınız. 

Siz, bir siyasi hareket olarak, dört parçalı Kürt coğrafyasının bütünü ile ilgili stratejiler belirlemiş olabilirsiniz. Bu politikalar açısından, şu anda en hayati mesele olarak Suriye Kürdistanı’nda ortaya çıkan tarihi fırsatın değerlendirilmesini görebilirsiniz. İç savaş koşullarının yarattığı fırsatı kullanarak Suriye Kürdistanı’nın oluşturulması “Bağımsız Kürdistan” idealiniz için kilit öneme sahip olabilir.

Ama unutmayın ki, sonuçta Türkiye’de politika yapıyorsunuz. Türkiyeli Kürtler’i, Suriye’deki Kürtler’in geleceği uğruna, ayaklarının ucuna kadar gelen çözüm imkanını kaybetmeye ikna edemezsiniz.

Türkiye’deki Kürtler Suriyeli Kürt kardeşlerini elbette severler ama onların özerkliği uğruna, çocuklarını ölmeye ve öldürmeye göndermezler.
 
Ne için savaşa çağıracaksınız?

 
Türkiye’de artık silahlı çatışmanın yeniden başlaması imkansız.

Çünkü bunun için sebep kalmadı.

Yeniden silaha sarılmak ve Kürt gençleri yeniden dağa çağırmak için ne gerekçe gösterecek PKK?

Dilimizi ve kültürümüzü yasaklıyorlar mı diyecek?

Varlığımızı inkar ediyorlar mı diyecek?

Zulüm ve işkence yapıyorlar mı diyecek?

Hâlâ eşit vatandaş değiliz mi diyecek?

Bunları diyemez… Çünkü yalan olur.

Binlerce Kürt hâlâ hapiste mi diyecek?

Ama zaten AK Parti silahlar kesin bırakılırsa, hapishaneleri boşaltacağım demiyor mu?

Özerkliğe ya da federasyona izin vermiyorlar mı diyecek?

Ama zaten AK Parti, “silahı bırakın, siyasete gelin, bu taleplerinizi demokratik siyaset içinde elde etmeye çalışın” demiyor mu?

Ayrı devlet kurmamıza izin vermiyorlar mı diyecek?

Ama bunu zaten Kürtler’in yüzde 90-95’i istemiyor ki…

O zaman söyleyebileceği tek şey kalıyor geriye:

“Ey Kürtler, Türkiye hükümeti Kürt halkının Kuzey Suriye’de özerk bir bölge oluşturmasına karşı çıkıyor. O yüzden biz de Türkiye’ye karşı yeniden silaha sarılıyoruz.”

İşte o zaman da Kürtler’in büyük çoğunluğu onlara “Git işine” diyecek ve dımdızlak ortada kalacaklar.

Özetle, Türkiye’deki çözüm sürecini Rojova üzerinden tıkama çabaları hüsranla sonuçlanmaya mahkûmdur. Gerek KDP’nin gerekse AK Parti’nin Rojova politikalarını eleştirebilirsiniz, hoşnutsuzluğunuzu ortaya koyabilirsiniz. Ama bu gerekçeyle barışı bozup çatışmayı yeniden başlatamazsınız.
 
BDP’de farklı eğilimler
 
Zaten dikkat ederseniz, böyle bir gerekçeyle AK Parti ve Barzani düşmanlığı yapmaya kalkmanın etkileri BDP üzerinde daha şimdiden belirmeye başladı bile…

BDP’nin bazı milletvekilleri, Suriye Kürdistanı’na karşı aldığı tutum nedeniyle Barzani’nin gelişini protesto etmeyi ve Diyarbakır buluşmasına karşı negatif tutum almayı savunurken, bazı milletvekilleri tersi tutum aldılar. Ayrıca, Diyarbakır buluşmasını BDP-PKK çizgisinin dışlanması operasyonu ya da Barzani’yi Öcalan’ın yerine geçirilme planı olarak gösterme çabaları da çöktü.

Dolayısıyla, gerçekçi bir politika izleyecekse, BDP-PKK’nın önünde sadece bir tek seçenek kaldı:

Diyarbakır buluşmasıyla yeni bir ivme kazanan; Erdoğan’ın deyişiyle gelecek günlerde de bir kar topu gibi büyüyecek olan çözüm-barış-kardeşlik sürecinin içinde samimiyetle yer almak ve mücadelenin sadece ve sadece siyaset platformunda gerçekleşeceği günler için kendi yapısını bir an önce hazır hale getirmek…

Zira bu siyaset, PKK’nın hiç de alışık olmadığı tarzda bir siyaset olacak. Açıkçası gerek BDP’nin gerekse PKK’nın Güneydoğu’da çok sesli ve çoğulcu bir siyaset arenasını acilen içine sindirmesi gerekiyor.

Bugün, 19.11.2013

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et